Ana içeriğe atla

Kardiyoversiyon Nedir? Ne Zaman ve Nasıl Uygulanır?


Anstabil belirti ve bulguları olan kardiyak aritmilerin manuel defibrilatör kullanılarak, defibrilasyondan daha düşük bir enerji ile sonlandırılması işlemine kardiyoversiyon denir.

Kardiyoversiyon nabızlı hasta/yaralılara uygulandığından pratikte bu uygulamaya ‘Canlı canlı defibrilasyon’ da denir. Burada kullanılan ‘defibrilasyon’ ifadesi kardiyoversiyonu ifade etmektedir. Aslında gerçek manada nabızlı bir taşikardide uygulanan defibrilasyon da vardır. Torsade de pointes tipi VT’lerde, hasta anstabil ise defibrilasyon işlemi uygulanmaktadır.

Kardiyoversiyon şu ritimlerde uygulanır:
· Atriyal fibrilasyon (Af)
· Atriyal flatter (AF)
· Nabızlı ventriküler taşikardi (Nabızlı VT)

Af, AF veya nabızlı VT ritmi olan stabil hasta/yaralılarda kardiyoversiyon uygulanmaz. Stabil vakalarda vagal uyarılar ve/veya antiaritmik ilaçlar uygulanır. Kardiyoversiyon uygulanabilmesi için yukarıdaki ritimlerden herhangi birisi bulunan hasta/yaralıda aynı zamanda anstabil bulgular olmalıdır.

Taşikardide anstabil bulgular şunlardır:
· Bilinç düzeyinin azalması
· Göğüs ağrısı
· Sistolik kan basıncı < 90 mmHg
· Kalp yetersizliği
· Kalp hızı > 150 atım/dk

Kardiyoversiyon uygulamasında önemli hususlar şunlardır:
· Kardiyoversiyon sedasyon ve analjezi ile uygulanır.
· Nabzın 150’in altında olduğu taşikardilerde kardiyoversiyon uygulanmaz.
· Defibrilatörün EKG kablolarıyla hasta/yaralının monitörizasyonu sağlanarak DI, DII, DIII derivasyonlar izlenmelidir. Ritmin sadece kaşıklar üzerinden izlenmesi yeterli değildir. Monitörün hasta/yaralının ritmini artifakt (kalp dışı meydana gelen EKG değişikliği) olmadan gösterdiğinden emin olunmalıdır.
· Kardiyoversiyon gerektiren durumlarda, EKG monitörizasyonu yapılarak şok, R dalgası ile eşzamanlı verilir.
· Defibrilatörün sync (senkronizasyon) düğmesine basılarak, R dalgası ile senkronizasyon sağlanır. (Monitörde R dalgası işaretlenmiş şekilde görülür)
· Her kardiyoversiyondan sonra sync modunun aktive edilmesi gerekir.
· Kardiyoversiyon gerekli fakat vaka ritmi düzensiz olduğundan senkronizasyon sağlanamıyorsa yüksek enerjili senkronize olmayan şok uygulanmalıdır.
· Uygulanan kardiyoversiyon VF’ye yol açarsa, derhal defibrilasyon uygulanmalıdır.

Kardiyoversiyon Aşamaları:
· Kardiyoversiyon ağrılı bir işlem olduğundan hasta sedatize edilir. IV midazolam (dormicum) verilir.
· Monitör açılır. D II derivasyonu seçilir. Kaşık modunda derivasyon izlemek yeterli değildir. EKG kablosu bağlantılarının doğru olduğundan ve monitörün ritmi artifakt olmadan gösterdiğinden emin olunur.
· Sync düğmesine basılarak; her bir R dalgasında senkronize göstergesi olana kadar izlenir.
· Uygun enerji seviyesi seçilir:
- Atriyal fibrilasyonda: Birinci kardiyoversiyon dozu, bifazikler defibrilatörlerde 120-200J, monofazik defibrilatörlerde 200J seçilir. Tekrarlayan dozlar kademeli olarak artırılır.
- Atriyal flatterde: Birinci kardiyoversiyon dozu, bifazik ve monofazik defibrilatörlerde 50-100J seçilir. Yetersiz ise tekrarlayan dozlar kademeli olarak artırılır.
- Ventriküler taşikardide: Birinci kardiyoversiyon dozu, bifazik ve monofazik defibrilatörlerde 100J seçilir. Tekrarlayan kardiyoversiyonlarda doz kademeli olarak artırılır.
· Kaşıkların yerleştirileceği bölgelere elektro jel sürülür ve kaşıklar sternum-apeks pozisyonunda yerleştirilir. Defibrilatörde jelli elektrot bulunuyorsa jel kullanılmasına gerek yoktur, kaşıkların yerleştirildiği bölgelere jelli elektrotlar yapıştırılır.
· Uygulayıcı, ekip arkadaşlarını ve çevrede bulunanları ‘Defibrilatör yükleniyor-Hazır’ şeklinde uyarır. Monitöre bakarak taşikardinin devam ettiğinden emin olur.
· Charge (yükle) düğmesine basılır.
· Yükleme tamamlandığında; defibrilasyon uygulamasında olduğu gibi şok verildiğine dair sesli uyarılar yapılarak ve temas engellenerek en kısa zamanda kardiyoversiyon uygulanır.
· Her iki kaşık üzerine baskı uygulayarak, kaşıklardaki discharge (boşalt) tuşlarına aynı anda basılıp senkronizasyon sağlanır. Senkronizasyon sağlanması için 1-2 saniye gecikme olabilir. Düğmelere basıldıktan sonra senkronizasyon sağlanıncaya kadar beklenmelidir.
· Monitörden ritim kontrol edilir.
· VF gelişmiş ise, defibrilasyon uygulanır ve VF algoritmasına göre tedaviye devam edilir.
· Taşikardi devam ediyorsa kardiyoversiyon tekrarlanır. (Algoritmalara uygun/ doktor istemine göre doz artırılır.)
· Kardiyoversiyonun tekrarlanması gerekiyorsa yeniden sync tuşuna basılmalıdır. Çünkü kardiyoversiyondan sonra VF gelişme riski vardır. Bu yüzden defibrilatörler acil defibrilasyon ihtimalinden ötürü senkronize modundan otomatik olarak çıkar.


İlginizi çekebilir:

GERİ DÖN:




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Glaskow Koma Skalası (GKS)

Glaskow Koma Skalası (GKS) Glaskow Koma Skalası (GKS) hasta/yaralıların bilinç düzeyinin değerlendirilmesinde kullanılan bir yöntemdir. Birinci değerlendirmede yer alan AVPU Skalasının ikinci değerlendirmedeki karşılığıdır da denilebilir. Glaskow Koma Skalasıyla, AVPU Skalasına göre daha detaylı bir bilinç değerlendirmesi yapılabildiğinden ikinci değerlendirmede kullanılır. Glaskow Koma Skalasında; göz açma, sözel ve motor yanıt değerlendirilerek hasta/yaralının bilinç düzeyi puanlandırılır. Glaskow Koma Skalasında puanlama, en kötü 3 puan en iyi 15 puan şeklindedir. Hasta/yaralının bilinç düzeyi değerlendirildiğinde GKS puanı; 3- 8 puan ise; Anlamlı nörolojik hasar olduğunu, 9- 12 puan ise; Orta dereceli nörolojik hasar olduğunu, 13- 14 puan ise; Hafif nörolojik hasar olduğunu gösterir. GERİ DÖN

Oksijen Maskeleri Nelerdir?

OKSİJEN MASKELERİ Oksijen maskeleri, ağız ve burnu içine alacak şekilde tasarlanmış, üzerinde küçük delikler bulunan, yumuşak kauçuk ya da şeffaf plastikten yapılmış, hasta/yaralıya oksijen verilmesini sağlayan araçlardır. Üzerinde bulunan burun klipsi ile lastiği maskenin yüze rahatça oturmasını sağlar. Maske alt kısmındaki özelliğine göre adlandırılır. Her tür maskenin alt kısmından oksijen kaynağına uzanan bir hortumu bulunur. Oksijen maskelerinin yetişkin ve pediatrik hasta/yaralılarda kullanılmak üzere değişik ebatları mevcuttur. Basit Yüz Maskesi Hastanın ağız ve burnunu içine alacak şekilde tasarlanmış, alt kısmında hortumu bulunan kauçuk ya da plastikten yapılmış maske çeşididir. Basit yüz maskesinin üzerinde nefes verme sırasında fazla gazların çıkışını sağlayan iki taraflı küçük delikler ve başa takmak için elastik bir bant ya da lastik bulunur. Yetişkin ve çocuklarda kullanılmak üzere çeşitli ebatlarda olan basit yüz maskesi ile hasta/yaralılara % 40-60 konsa

Hasta/Yaralı Öyküsü Alma

Bilinci açık olan hasta/yaralının kendisinden, bilinci kapalı hasta/yaralılardan ise yakınlarından veya olaya şahit, çevrede bulunan insanlarla konuşarak olay yada hastalık hakkında tıbbi amaçlı bilgi toplama işlemine öykü alma denir.  Birinci değerlendirmesi yapılan hasta/yaralının bilinci açık ise ikinci değerlendirmeye hasta/yaralı ile konuşarak başlanmalı ve bu sayede tıbbi müdahaleler için bilgiler elde edilmelidir. İnsanların en zor anlarında onlarla iletişim kurmak zorunda olan ATT/paramedikler, etkin bir acil tıbbi müdahaleyi başlatabilmeleri için bilgi edinme işlemini belirli bir standart içerisinde ve bazı kurallara riayet ederek yapmalıdırlar.  Hasta/yaralı öyküsü alma şu şekilde yapılmalıdır; Hasta/yaralıya yakın oturulmalıdır:  ATT/Paramedik, hasta/yaralının kendisini rahat görebileceği, rahat duyabileceği ve sürekli göz teması kurabileceği bir yere oturmalıdır. ATT/paramedik, hasta/yaralıya kendisini tanıtmalıdır: ATT/Paramedik, ismini, unvanını ve hangi kur

Uygun boy airway nasıl belirlenir?

Uygun boy oral airway seçimi: Oral airway seçimi, hastanın yaşına, cinsiyetine ve fiziki görünümüne göre değişir. Teorik olarak, yetişkin erkeklerde 4-5 numara, yetişkin kadınlarda 2-3, gençlerde 2, çocuklarda 1-0, bebeklerde 00, yeni doğanlarda ise 000 numaralar kullanılır. Pratik uygulamalarda ise hasta/yaralının ön dişleri ile çenenin köşesi arasındaki mesafe ölçülerek veya dudak kenarından kulak memesine kadar uzunluğu olan airway seçilir.    GERİ DÖN:

SAMPLE Nedir?

Hasta ya da yaralının kişisel öz geçmişinin sorgulanmasında kullanılan soruların baş harflerinin kısaltılmasından oluşan SAMPLE, yapılacak tıbbi müdahalede yön göstericidir. Birinci değerlendirmesi yapılan hasta ya da yaralının bilinci açık ise ikinci değerlendirmeye hasta/yaralı ile konuşarak başlanmalı ve bu sayede tıbbi müdahaleler için bilgiler elde edilmelidir. İnsanların en zor anlarında onlarla iletişim kurmak zorunda olan ATT/paramedikler, etkin bir acil tıbbi müdahaleyi başlatabilmeleri için bilgi edinme işlemini belirli bir standart içerisinde ve bazı kurallara riayet ederek yapmalıdırlar. Kişisel öz geçmiş yapılacak tıbbi müdahalede yön gösterici olacaktır. Tıbbi geçmiş ya da kişisel öz geçmiş SAMPLE ile öğrenilir. SAMPLE (Hasta/yaralının Kişisel Öz geçmişi) Sings and Symptom (Belirti ve Bulgular): Hasta/yaralının şikayetleri ve sağlık personelinin muayenede elde ettiği tıbbi veriler. Allergies (Alerjileri): Hasta/yaralının herhangi bir madde yada ilaca karşı duyarlılığı

Nazal Kanül ile Oksijen Nasıl Uygulanır?

NAZAL KANÜL Hasta/yaralının burun deliklerine yerleştirilen, yaklaşık 1-1.5 cm uzunluğunda çıkıntıları olan, ince uzun polietilen ya da plastikten yapılmış iki ucu açık bir tüptür. Nazal kanül ile oksijen uygulaması basit, rahat ve güvenli bir yöntemdir. Oksijen alan hasta/yaralı konuşabilir, ağızdan bir şeyler yiyebilir. Nazal Kanül Ne Zaman Kullanılır? • Düşük yoğunlukta uzun süre oksijen alması gereken, •Tıbbi acili olan (SpO2 % 94’ün altında) ancak distreste olmamasına rağmen oksijen verildiğinde rahatlatılacağı düşünülen hastalarda, • Maske kullanamayan hasta/yaralılarda nazal kanül kullanılır. Nazal kanül ile verilecek oksijenin akım hızı 2-6 L/dk olacak şekilde ayarlanır. Daha fazla akım hızı ile oksijen verilmesi halinde burun mukozalarında ciddi tahrişler oluşturur ve hasta/yaralıya rahatsızlık verir. Ayrıca tedavinin istenilen etkisi elde edilemez. Nazal Kanül ile Oksijen Uygulamada Dikkat Edilecek Hususlar Oksijen mutlaka nemlendirilerek verilmelidir, Nazal k

Paramedik Öğretim Görevlisi Bulunamıyor!

Okullar öğretim görevlisi arıyor.  Hocalar sitem ediyor:  P aramedik bölümüne paramedik mezunu öğretim görevlisi bulamıyoruz diye. Haklısınız hocam! Biz de sitemkarız, sisteme ve içimizdeki 112 aşkına… İçimizdeki 112 sevgisi bizi bu hale getirdi, maalesef! Paramedik bölümünden mezun olduğumda, dikey geçiş ile lisans tamamlayabileceğim tek bölüm hemşirelikti. Oysa hemşire olduğumda 112’de çalışmama izin verilmeyecekti. O dönem, Çanakkale’de Afet Yönetimi bölümünün açıldığı zamanlardı.  Paramedik olarak mezun olan her gencin gönlünden geçiyordu burada okumak.  Ancak Acil Tıp Teknisyeni (ATT)mezunu yani Meslek Lisesi çıkışlı olduğumdan o bölüme geçmem imkansızdı.  Afet bölümü, düz liseye öncelik tanıyordu.  Üstelik Dikey Geçiş Sınavı (DGS)ile paramedik mezunu da almıyordu. Sözleşmeli olarak 112’de işe başladım.  Önlisans mezunu olarak kalmamalıydım. Lisans bitirmem gerekiyordu.  Ancak DGS ile tercih edebileceğim lisans bölümü hemşireliği bitirdiğimde, paramedik yetki ve sorumluluklarımı

Özerklik İlkesi

1. GİRİŞ Etik, iyi-kötü, doğru-yanlış, fayda-zarar gibi kavramları inceler. Bu manada tıp etiği, doğru olan, hastanın iyiliğine yönelik ve fayda sağlayacak tedavilerin yapılmasını, zarar verecek, yanlış veya hastanın kötülüğüne yol açacak uygulamalardan kaçınmayı gerektirir.  Hekim ve sağlık mesleği mensubu kişilerin, hastaların tıbbi yararını gözetmesi esastır. Ancak, hastanın tedaviyi alıp almama konusunda yetkisinin olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Zira yasalar çerçevesinde insanlar, hayatları ile ilgili konularda seçme özgürlüğüne sahiptir. Dolayısıyla hastanın, kendisi ile ilgili verilecek tıbbi kararlarda söz sahibi olmayı istemesi en doğal hakkıdır.  Bu durumda ortaya çıkan kavram; özerkliğe saygı ilkesidir. Bu çalışmada, tıp etiğinde önemli etik ilkelerden biri olan, hastanın kendisi ile ilgili tıbbi kararları kendisinin vermesi olarak ifade edilen özerklik ilkesi ele alınmıştır.      2. ÖZERKLİK Türk Dil Kurumuna göre özerklik, bir topluluğun, bir kuruluşun ayrı

Paramediklerin Görev ve Yetkilerinde Önemli Değişiklikler

Acil ilaç uygulama konusunda paramediklere bütün yollar serbest!  Paramediklere, ayrıca mekanik ventilasyon uygulama yetkisi verildi.  Ve artık iğne dekompresyon uygulaması yapabilecekler. İşte detaylar.  Acil Sağlık Hizmetleri (ASH)'nin sunumunda, özellikle hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinin baş aktörlerinden biri olarak kabul edilen paramedik mesleği ile ilgili bugüne kadar birçok gelişme sağlandı.  Bunlardan en önemlisi, 2005 yılında Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'da yapılan değişiklikle, belli sınırlar çerçevesinde hastaya müdahale yetkisinin verilmesidir.  Ardından 2006 yılında yayınlanan 26369 sayılı Ambulanslar ve Acil Sağlık Araçları ile  Ambulans Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelikte yapılan düzenlemeler ile hekim bulunmayan ambulanslarda paramedik bulundurma zorunluluğunu getirilmiştir.  2007 yılında yayınlanan, Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile paramedik görev ve yetkileri

Ambulans Kazaları ve Tedbirler

Ambulans sürüş tekniklerine yeterince uyulmaması ve kaza yerinde yeterli güvenlik önlemlerinin  alınmaması sonucunda ambulans kazaları yaşanmaktadır. Ambulans kazalarında sağlık çalışanlarının ölüm, yaralanmalara maruz kalması, yetiştirilmiş personel  ve iş kaybına yol açmaktadır. Bu nedenle Paramedik/ATT sürüş tekniklerini bilmeli ve kaza alanında  gerekli tedbirleri uygulayabilmelidir. Paramedik ve Acil Tıp Teknisyenleri aynı zamanda iyi bir sürücü olmalıdır. Çünkü ambulans sürücülüğü hasta/yaralılara yapılan acil tıbbi müdahalenin bir parçasıdır.  Kırığı olan bir yaralının ambulansla naklinin nasıl sağlanacağı, kalp krizi geçirmekte olan bir hastanın ambulansla taşınması sırasında ne gibi kurallara uyulacağı acil tıbbi müdahalenin önemli detaylarıdır.  Bu yüzden günümüzde birçok acil yardım ambulansında sürücülüğü ATT ve paramedikler yapmaktadır. Paramedik bölümlerinden mezun olabilmek için B sınıfı ehliyet zorunluluğu bulunmaktadır. Fakat ATT  bölümlerinden mezun olanlard

Hangi konuya bakmak istersin?