1. GİRİŞ
Etik, iyi-kötü, doğru-yanlış, fayda-zarar gibi kavramları inceler. Bu manada tıp etiği, doğru olan, hastanın iyiliğine yönelik ve fayda sağlayacak tedavilerin yapılmasını, zarar verecek, yanlış veya hastanın kötülüğüne yol açacak uygulamalardan kaçınmayı gerektirir.
Hekim ve sağlık mesleği mensubu kişilerin, hastaların tıbbi yararını gözetmesi esastır. Ancak, hastanın tedaviyi alıp almama konusunda yetkisinin olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Zira yasalar çerçevesinde insanlar, hayatları ile ilgili konularda seçme özgürlüğüne sahiptir. Dolayısıyla hastanın, kendisi ile ilgili verilecek tıbbi kararlarda söz sahibi olmayı istemesi en doğal hakkıdır.
Bu
durumda ortaya çıkan kavram; özerkliğe saygı ilkesidir. Bu çalışmada, tıp
etiğinde önemli etik ilkelerden biri olan, hastanın kendisi ile ilgili tıbbi
kararları kendisinin vermesi olarak ifade edilen özerklik ilkesi ele
alınmıştır.
2.
ÖZERKLİK
Türk Dil Kurumuna göre özerklik, bir
topluluğun, bir kuruluşun ayrı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme
hakkı olarak tanımlanmaktadır. Özerkliğin, İngilizcede karşılığı olan
‘autonomy’ sözcüğü, Yunanca ‘autos’ ve ‘nomos’ kelimelerinden türetilmiştir ve
‘kendi yasasını koyma’, ‘kendi kendine yasa koyma’ manalarında kullanılmaktadır
(Polat, 2015). ‘Özerklik, bireylerin
bağımsız bir biçimde kendileri hakkında karar vermeleridir’ (Sayım, 2011). Tıbbi özerklik, bir hekimin, hastasının
yalnızca tıbbi yönden yararını ön görmemesini, aynı zamanda hastaya özerk bir
kişi olmasından kaynaklanan haklarını da kullanma fırsatı vermesi olarak
tanımlanmaktadır (Aydın,2017). Özerliğe saygı ilkesi, sağlık çalışanları
tarafından hastanın haklarına saygı göstermek ve tıbbi bakımla ilgili kararlara
onların katılımını sağlamaktır.
Özerklik kişisel bir karar verme
yetisi olmakla birlikte, tıbbi konularda hastanın doktordan veya sağlık mesleği
mensubu bir kişiden tedavide bağımsız hareket etmesi düşünülemez. Sağlık
sektöründe hizmet sunanlar ile hizmeti alanlar arasındaki bilgi dengesizliği bilinen
bir gerçektir. Hekim, hastaya hangi tedavinin daha iyi geleceği konusunda,
hastaya göre daha fazla bilgi sahibidir. Öyleyse özerklik ilkesindeki en önemli
etken, kişinin ya da grubun yeti düzeyidir. ‘Özerkliğin sınırını belirleyen, bu yeti yelpazesinin genişliğidir’ (Baykara
ve Şahinoğlu, 2013).
Tıbbi Deontoloji Nizamnamesine[1]göre,
tabip ilmi icaplara uygun olarak teşhis koyup, gereken tedaviyi tatbik etmek
zorundadır. Tedavi gerektiren hayati durumlarda, hastanın özerk davranmasına
saygı göstermek söz konusu olmayacaktır.
Özerklik ilkesi, hastanın tedavisi
konusunda başka bir ilkenin uygulanması gerekliliği ağır basmadıkça uyulması
gereken bir ilkedir. Ancak hastanın yararı düşünülerek bazı durumlarda özerklik
ilkesi ihlal edilebilir. ‘Örneğin, hasta
ya da bireylerin kendilerine yapılacak müdahaleleri seçme veya kendi seçtikleri
eylem planını yürütmelerine her zaman imkan olmayabilir’ (MEGEP,2015). Özerk
seçim yapabilme becerisinde sorun olan kişilerde ya da hasta adına karar
verilmesi gereken durumlarda özerklik ilkesini gözetmek gerekmemektedir. Hastanın
küçük bir çocuk olması veya yetişkin bir bireyin bilincinin kapalı olduğu
zamanlarda gerekli olan müdahaleyi yapmak buna örnek gösterilebilir. Bu konuya Hasta
Hakları Yönetmeliği[2]de
şu ifadelerle açıklık getirmektedir: ‘Tıbbi
müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur ise velisinden
veya vasisinden izin alınır. Hastanın, velisinin veya vasisinin olmadığı veya
hazır bulunamadığı veya hastanın ifade gücünün olmadığı hallerde, bu şart
aranmaz.’ Ayrıca zeka özrü bulunan veya psikolojik rahatsızlığı bulunan
bireylerde özerklik ilkesi yerine yararlılık ilkesi ile hareket edilmelidir.
Acil müdahale gerektiren vakalar ile Covid-19 gibi halk sağlığını tehdit eden
durumlarda, hasta bireylere müdahalenin yapılması gerektiğinden, özerklik
ilkesine uymak beklenmemelidir.
Yeterli bilgilendirmenin yapılması
şartıyla özerklik ilkesinin uygulanması esas alınmalıdır. Ancak hasta,
kendisine yapılması gereken bir tıbbi tedaviyi reddetmesi durumunda, nasıl bir
sonuçla karşılaşacağı konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Yani net ve anlaşılır
bir bilgilendirme karşılığında reddetme hakkı tanınmalı ya da tedaviye rıza
alınmalıdır. Tıp etiğinde hastaların özerkliğini kullanabilmesi, aydınlatılmış
onam ilkesi ile mümkündür.
Aydınlatılmış Onam İlkesi, hastanın
sosyal, ruhsal ve eğitim durumuna uygun olarak yapılacak bir bilgilendirme
sonucunda, yapılacak tedaviler için onam almaktır. Hastaya koyulan teşhis,
uygulanacak tedavi yöntemleri ve komplikasyonları ile hastanın tedaviyi
reddetmesi durumunda oluşabilecek riskler hakkında detaylı bir bilgi
verilmelidir. Hasta baskı altında kalmadan özgürce onam verebilmelidir. Ancak
bu durumda özerklikten bahsedilebilir. Ayrıca hasta daha önceden böyle bir
durum ile karşılaşsın veya karşılaşmasın yapılacak tıbbi uygulamalar hastada
kaygıya sebep olabilir. ‘Bu kaygının
azaltılması ve kişinin özerkliğini tam ve yerinde kullanabilmesi için en önemli
adımlardan biri, hasta ile doktor arasındaki güven ilişkisini oluşturacak tam
ve doğru bir iletişim olduğu düşünülmektedir’ (Metin, 2010).
3.
SONUÇ
Tıbbı
etiğinin ana ilkelerinden biri olan özerklik ilkesi, tıbbi müdahaleler
esnasında hasta kişinin bireysel haklarına saygı gösterilmesi gerektiğidir.
Özerklik hasta açısından tedavide söz sahibi olmasını sağlarken hekime de
tedaviyi ortak yönetme imkanı sunmaktadır. Tıpta özerkliğin, hastanın anlama ve
kavrama güçlerine bağlı bir sınır çerçevesinde kullanılması gerektiği
görülmektedir. Ancak bu sınırın değerlendirilmesinde, hekim veya sağlık mesleği
mensubu kişilerin iletişim becerilerinin önemli bir rolü olduğu
anlaşılmaktadır.
Kaynaklar:
Aydın,
Erdem(2017); ‘Tıp
Etiğinde Temel İlkeler’ I. Ulusal Uygulamalı Etik Kongresi Kitabı, 12-13
Kasım 2001, ODTÜ, Ankara.
Baykara,
Zehra G., Şahinoğlu, Serap (2013); ‘Hemşirelikte
Mesleki Özerlik Kavramının İncelenmesi’ Anadolu Hemşirelik ve
Sağlık Bilimleri Dergisi, 2013, Cilt:16, Sayı:3, Sayfa:176-181.
Hasta
Hakları Yönetmeliği (1998); Resmi Gazete Tarih: 01.08.1998,
Sayı: 23420
MEGEP
(2015); ‘Meslek Etiği
ve İlkeleri Ders Kitabı’ Milli Eğitim ve Öğretim Sistemi Güçlendirme
Projesi (MEGEP), Milli Eğitim Bakanlığı, 2015, Ankara.
Metin,
Sevtap (2010); Biyo-Tıp Etiği ve Hukuk Kitabı, Sayfa:
127, On İki Levha Yayınları, 2010, İstanbul.
Polat,
Selçuk (2015); ‘Tıpta
Aydınlatılmış Onam ve Özerklik İlkesi’ Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İnsan Hakları ABD, 2015, İstanbul.
Sayım,
Ferhat (2011); ‘Tıbbi
Etik ve Deontoloji Kavramları’ Sağlık Piyasası ve
Etik Kitabı, Sayfa:51-63, MKM Yayıncılık, 2011, Bursa.
Tıbbi
Deontoloji Nizamnamesi (1960); Resmi Gazete
Tarih:19.02.1960, No: 10436
Yorumlar
Yorum Gönder