Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) insanoğlunun var olduğundan beri küresel çapta yaptığı en büyük savaşlarından biridir. 1915-1916 yıllarında İtilaf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu arasında Gelibolu Yarımadası ve Çanakkale’de meydana gelen muharebeler ise bu savaşta, en kanlı olayların yaşandığı yerler oldu.
Çanakkale Savaşı’nda genel olarak Türk kayıplarının
şehit, yaralı, hasta ve esir olarak 250 bini aştığı bildirilmektedir. İtilaf
devletlerinin kayıpları da aşağı yukarı aynı sayıyı bulmaktadır
Yaralıların bazılarının tedavi esnasında travmaya
bağlı sakatlıklar dışında enfeksiyona bağlı farklı hastalıklara yakalandıkları,
savaş alanındaki bazı askerlerin ise medikal sebeplerle hastalandıkları, tedavi
almak üzere hastanelere sevk edildiği veya öldükleri bildirilmektedir.
Ortaya çıkan can kayıpları ve yaralanma rakamları
değerlendirildiğinde Çanakkale Savaşı’nda büyük bir insan kıyımının yaşandığı
anlaşılmaktadır.
Ayrıca travmalı vakaların özelliği açısından
yaralıların durumu değerlendirildiğinde, vakaların sadece ateşli silah
yaralanmaları olmadığı, çoklu travmaya maruz kaldıkları anlaşılmaktadır. Bu
konuda en dikkat çeken örneklerden biri şu ifadelerdir: ‘Önünde veya arkasında top mermisi patlayanlar uzuvlarını
kaybediyorlar, patlamanın yakınlığına göre, karın ve bağırsaklar
parçalanabiliyor, gözler akabiliyor, kulak zarı yırtılabiliyordu’
Bu savaş, hastane öncesi acil sağlık hizmetleri
açısından değerlendirildiğinde, olay yeri yönetiminin, ilk ve acil yardım
uygulamalarının ve sevk sistemin sorunsuz işlemesinin ne kadar da önemli
olduğunu göstermektedir.
Araştırmamız neticesinde Çanakkale Savaşı’nda ilk ve
acil yardım uygulamalarının, yaralı ve hasta naklinin sistemli bir şekilde yapıldığına
dair kanıtlara ulaşılmaktadır. Olay yerinde acil sağlık hizmetleri şu şekilde organize edilmekteydi: Tümenlerin sıhhiye bölükleri cephenin hemen
arkasında bir yerlerde ilk yardım istasyonları kuruyorlardı. Yaraları ölümcül
olmayanlar burada tedavi edilirken, yaraları ağır olanlar sahra hastanelerine
sevk ediliyordu
Yaralıların tedavi
süreçleri öncelikle siperlerde başlamış, siperlerde yaralanan askerler,
öncelikle cephedeki sargı mahallerine, ardından ateşten mahfuz yerlerde
kurulmuş tümenlerin seyyar hastanelerine nakledilmiştir
Taşıyıcıların, yaralıları sedyelerle sargı yerlerine
getirdikleri, sargı yerlerinde ilk tedavilerin yapıldığı, ilk müdahalenin
ardından sağlığına kavuşacak durumda olan ancak ileri tedavi gerektiren
yaralıların yol güzergahlarındaki belli yerlere bırakıldığı, cepheye lojistik
destek sağlayan araçların boş dönerken buradan yaralıları alarak hastanelere
taşıdıkları görülmektedir. Yaralıların çoğunluğu Akbaş ve Akdere mevkilerinde
bulunan dağıtım hastanelerine götürülmüştür
Tedavileri cephe gerisinde mümkün olmayan ya da
tedavileri uzun sürecek yaralılar, gerekli müdahaleleri yapıldıktan sonra
kafilelerle ‘Yaralı Aktarma Merkezi’
olarak çalışan Akdere bölgesindeki hastanelere veya Akbaş İskelesi’ndeki hastanelere
nakledilmişlerdir
Bu merkezler, Akdere Bölgesinde, Eceabat ve Akbaş
İskelelerinde kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nda yaralıların çoğunun tren ve
gemilerle taşındığı bilinmektedir
Savaş esnasında 19 Mayıs 1915 tarihinde yapılan
taarruzun altı buçuk saat sürdüğü ve Türk birliklerinin %30’unun eridiği,
toplam zayiatın on bini aştığı bilgisinin yer aldığı Genel Kurmay kaynaklarına
bakıldığında, bu beklenmedik yaralı sayısının sargı yerlerini birden doldurduğu
anlaşılmaktadır
Sıhhiyeciler ilk değerlendirmenin ardından,
yaralanması ciddi ve kurtulması mümkün olmadığına inandıkları yaralıları,
oldukları yerde bırakıp kurtarabileceklerini umduklarını alıp götürüyorlardı
Bu ve benzer olaylar türkülere, hikayelere de konu
olmuştur. Kaynağı Kastamonulu İhsan Ozanoğlu’na ait
Kaynakların kısıtlı ve yaralıların fazla olduğu
durumlarda uygulanması önerilen triyaj bazen savunulması güç durumlara neden
olabilmektedir
Dünya tarihinin en büyük savaşında, dağılmak üzere
olan bir devletin, savaş esnasındaki hastane öncesi acil sağlık hizmetleri
sistemini özetlemek gerekirse şunları ifade edebiliriz:
Yaralanan askerlerin tedavisi öncelikle kendi
çantasında ya da sıhhiye erlerinde bulunan harp paketi ile siperde
yapılmaktadır. Ardından yürüyebilecek durumda olanlar yürüyerek, yürüyemeyecek
olan yaralılar ise sıhhiye erleri tarafından taşınarak kıta sargı yerlerine
götürülmektedir. Burada yapılan müdahalenin ardından hafif ve ağır yaralılar
belirlenmektedir. Tedavi edilenler cepheye geri gönderilirken, hafif olanlar
hafif yaralı toplama yerlerine, ağır durumda olanlar ise sıhhiye arabalarının
durak yerlerine taşınmaktadır.
Ateş hattının hemen gerisinde bulunan büyük sargı yerlerinde ağır yaralılara müdahale edilmektedir. Burada yaralı askerler sağlık heyeti[**] tarafından kontrol edilerek, tedavisi mümkün ve kısa sürede gerçekleşecek olanlar Gelibolu’daki hastanelere nakledilmektedir. Büyük sargı merkezlerinde ve yakın hastanelerde tedavisi mümkün olmayan ya da tedavisi uzun sürecek yaralılar, yaralı aktarma merkezlerine gönderilmektedir. Bu merkezlerden karayolu, tren ya da gemilerle memleket içindeki diğer hastanelere sevkler sağlanmaktadır. Tüm bu uygulamalara bakıldığında, o günün şartları ile Çanakkale Savaşı’nda sistemli bir hastane öncesi acil sağlık uygulamalarının yapıldığını ifade edebiliriz.
Çanakkale'de insanüstü mücadele veren aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun!
Kaynaklar:
1. Ayhan, Aydın. Çanakkale Savaşlarında Yaralanmalar ve Hastalıklar. [yazan] Hüsrev Hatemi ve Aykut Kazancıgil. Tıp Tarihi Araştırmaları-11. İstanbul : Tavaslı Matbaacılık, 2003, s. 98-109.
2. Görgülü, İsmet. Çanakkale İlk Günde Biterdi. Ankara : Bilgi Yayınları, 2008. s. 141.
3. Erdemir, Lokman. Çanakkale Savaşı Sırasında İstanbul Hastanelerinde İlk Sağlık Hizmetleri ve Şehitlerin Defni. Fırat Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dergisi. 2012, Cilt 17, 1, s. 51-73.
4. Demirhan, Nurhan. Türkiye'de 112 İlk ve Acil Yardım Hizmetleri ve Afetlerdeki Rolü. İstanbul : Nobel Tıp Kitabevleri, 2003. s. 5-20. 975-7051-32-2.
5. Güden, R ve M, Saral. Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi 2. Kitap Çanakkale Cephesi. Ankara : Genel Kurmay Başkanlığı, 1978. s. 195.
6. Eren, Ramazan. Çanakkale Savaş Alanları Gezi Günlüğü. Çanakkale : Nesil Matbaacılık, 2003.
7. Erbay, Hasan. Hastane Öncesi Alan Triyajında Etik Yaklaşımlar. Hastane Öncesi Dergisi. 2020, Cilt 5, 1, s. 57-66.
[*] Milliyet
internet sitesi ‘Çanakkale içinde türküsü sözleri ve hikayesi’ başlıklı
haber, https://web.archive.org/web/20180221023948/https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/canakkale-turkusu-dinle-sozleri-ve-hikayesi-40071364
(E.T.20.09.2021)
[**] Sağlık
Heyetinde, Kolordu Başhekim Yardımcısı, karargah doktorları bulunmaktadır.
İlginizi çekebilir:
Yorumlar
Yorum Gönder