Ana içeriğe atla

Satılık Hastalıklar Kitabının Kritiği


1. ÖZET
Sağlık alanında dünyanın önde gelen gazetecilerden biri olan Ray Moynihan ile ilaç politikaları üzerinde uzmanlaşmış bir yazar Alan Cassels tarafından kaleme alınan Satılık Hastalıklar kitabı; 500 milyar dolarlık cirosu ile dünyada 3.büyük sektör haline gelen ilaç piyasasının pazarlama stratejilerini anlatır. Bu kitap; hastalık değerlerini belirleyen akademik çalışmaları finanse eden ilaç firmaların normal değer aralıklarının daraltılmasındaki oynadıkları rol ile hasta sınıfına giren nüfusun çoğaltılmasını, hastalıkların profesyonelce pazarlanması sayesinde de uydurma hastalıkların insanların zihninde kabul olgusu yaratmasını konu almaktadır.


2. KİTABIN İÇERİĞİ
‘Hastalık satmak’ önsözü ile başlayan kitap ikiyüzlü bilinçlendirme kampanyalarının ufak sorunları ciddi hastalıklar gibi resmettiğini, ilaç firmalarının yaptığı yoğun reklamların; genel rahatsızlıkları, insanların hastalık gibi algılaması için müthiş bir çaba gösterdiğinden bahseder. Bununla ilgili olarak kitapta şu çarpıcı cümleye yer verilir;‘Günlük hayatın sıradan iniş çıkışlarını mı yaşıyorsunuz? Yafta hazır, psikiyatrik hastalığınız var.’ Başta ABD olmak üzere dünyanın her yerinde reklamı en fazla yapılan ilaçların reçete edilmesinde aşırı bir artış olduğunu, birkaç araştırma sonuçları örneğine yer vererek anlatır.


2. 1. Hedef Kitle ‘Herkes’
Kitapta, günümüzde en çok kolesterol ilaçlarına para harcandığından bu ilaçların yıllık satış rakamlarının 25 milyar dolardan fazla olduğunun[1] altı çizilir. Bu kadar büyük bir cironun oluşmasındaki en önemli etkenin, kolesterol değerlerini yazan dokuz uzmandan sekizinin kolesterol ilacı üreten firmalarda danışman ya da araştırmacı olarak görev aldığına dikkat çekilir. Kitapta kolesterolün kalp krizi geçirme olasılığını etkileyen birçok etkenden sadece biri olduğu dolayısıyla beslenme biçiminin düzenlenmesi, hareketli yaşam ve sigarayı bırakmak gibi önlemlere yer verilmeden, statin[2]kullanımına yönlendiren anlayış eleştirilmektedir.


2. 2. Doktorlara Yakın Markaj ‘Depresyon’
Doktorlara çörek götürmekle başlayan tanıtımın, 5 yıldızlı otellerde fikir babalarına ilaçlar yerine hastalıklar hakkında belirli görüşlerin benimsetilmesinin konu alındığı bu bölümde; SSRI[3] sınıfına giren ilaçları üreten firmaların, bilimsel kongrelerde ve FDA[4] üzerindeki etkisi detaylıca anlatılır. Günlük yaşamın sıkıntısı, stresi, sevdiğimiz birini kaybettiğimiz zamanlarda çektiğimiz acılar vb. hayatın normal seyrinde karşılaşılan ancak bireysel çabalarımızla başa çıkabileceğimiz ruhsal durumların psikiyatrik bir hastalık gibi sunulmasında, şüphesiz ilaç firmalarının daha çok kazanma hırsı yatmaktadır. Bu konuda en çarpıcı örnek depresyonun yaygın bir hastalık olduğu fikrinin insanlara aşılanmasıdır.


2. 3. Ünlülerle İşbirliği ‘Menopoz’
Ünlülerle işbirliği bölümünde; şöhretleri kullanmanın meyve vereceğinin bilincinde olan hormon tedavisi ilaçlarını üreten firmaların, bu konuda önemli yatırımlar yaptıkları anlatılır. Doğurganlık çağını tamamlamış kadınlar için olağan fizyolojik bir durum olan menopozu tedavi edilebilir ve tamamıyla önlenebilir bir hormon eksikliği olarak göstermek için elbette fikir babalarından ziyade ünlülere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bölümde, 55 yaşında bir süper modelin, kendisini iyi hissetmesinin ve muhteşem görüntüsünün östrojene bağlı olduğunu anlatan bir reklam filminden bahsedilir. Böyle bir reklamın, sağlıklı birçok yetişkin kadının hormon tedavisine ilgi duymasına vesile olduğu, reçetelerde artan hormon ilaçları örnekleri ile anlatılır. Birkaç araştırma örneğinin sonuçlarının yer aldığı bu bölümde, sahte ilaç ve hormon tedavisi verilenler arasında, hormon tedavisi alanların daha fazla olumsuz sonuçlarla karşılaştığını dolayısıyla hormon tedavisinin uzun vadeli faydalarına inanmanın; ünlülerle yapılan kampanyaların, insan sağlığına olumsuz sonuçlarını ve bilimsel gerçekleri kusurlu bilime dayandırmanın yol açtığı sonuçlara dikkat çekilir.


2. 4. Hastalarla Ortaklık ‘Dikkat Eksikliği Sendromu’
Depresyon konusunda ilaç firmalarının taktiksel pazarlama stratejileriyle, hasta yelpazesinin geniş tutulduğu gibi bir diğer alan da; beyindeki biyolojik ve kimyasal problemlerden mi, yoksa fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik etkenlerin bir araya gelmesiyle mi ortaya çıktığı konusunda belirsizlik yaşanan, tartışmaların sürdüğü dikkat eksikliği sendromu konusudur. Bu bölümde dikkat eksikliğinin biyokimyasal bir bozukluk kabul edilmesinin, hastalığın tedavisi için kimyasal madde satışı yapan firmaların yararına olacağı anlatılmaktadır. Firmaların pazarlama alanına bu kez hastalıkla ilgili mücadele veren kuruluşlar girmektedir. Hastalıkla ilgili bilinçlendirme kampanyaları yapan hasta destek dernekleri, ilaç şirketlerinden bağışlar kabul etmektedir. Hatta bu tip birçok kuruluş, firmaların maddi yardımları ile faaliyetlerini sürdürebilmekte ve ayakta kalabilmektedir. Bu tür hasta destek gruplarının işlevlerinden biri de medyaya yaşanmış hayat öyküleri sunarak toplumsal duyarlılığı artırmaktır.


2. 5. Sayılarla Oynamak ‘Yüksek Tansiyon’
Kolesterol gibi yüksek tansiyonun da ilgi çekici olduğundan bahsedilmektedir. Çünkü ilaç tedavisi ile tansiyon seviyesi değiştirilebilmektedir. İlaç firmalarıyla bağlantısı olanlarca yayımlanan kılavuzlarda, normal tansiyon değerlerinin gittikçe daraltılmasının örneklerine yer verilir. Sayılara dikkat çekerek insanlar üzerinde baskı kurmak pazarlamanın en önemli alanıdır. Kitapta, bu alanda da ilaç devlerinin oldukça etkili olduğu ve pazarlamanın bir kez daha bilime galip geldiği anlatılmaktadır.


2. 6. Reklam Hastalığı ve Toplumsal Algıyı Biçimlendirmek
Kanunların ilaç reklamlarında sunulan fayda ve riskleri sınırlı ölçülerde de olsa denetlediğini ancak hastalıklarla ilgili iddialarda bulunmanın herkes için serbest olduğunun eleştirildiği reklam hastalığı bölümünde; kadınların normal bir durumu olan regl döneminin öncesi yaşanan, aşırı duygusallığın reklamlarla nasıl hastalık algısı haline getirildiği anlatılmaktadır. Yine doğal bir durum olmasına rağmen toplum içinde konuşmaktan çekinenlerinin yaşadıklarını ‘sosyal anksiyete’ şeklinde tanımlandırılarak toplumsal algıyı biçimlendirme konusunda firmaların ustalığından söz edilmektedir.


2. 7. Piyasayı Test Etmek ‘Osteoporoz’
İlaç satmanın bir diğer anahtarı ise insanları kliniklere gidip test yaptıracak kadar korkutup sonra da onları tedaviye ikna etmektir şeklinde özetlenebilecek olan bu bölümde; firmaların ücretsiz kemik taramaları yapmaları anlatılır. Osteoporoz ilacı üreticisi bir firmanın finanse ettiği, bir grup WHO çalışanının hazırladığı raporda; normal kemik yoğunluğunun 30 yaşındaki genç bir kadının kemik yoğunluğu olarak kabul edildiği örneği verilir. Bu şekilde, 30 yaş üstü olup test yaptıran her kadının, kemik yoğunluğu normal değildir algısı oluşturulur. 


2. 8. Bekçi Köpeğine Kemik
Bir ilacın ciddi yan etkileri nedeniyle piyasadan kaldırılmasına rağmen hasta örgütlerinde lobi faaliyetleri yürüten ilaç üreticisi firmanın, ilacını tekrar piyasaya sokması, bekçi köpeğine kemik başlıklı bölümün en çarpıcı örneğidir. Yan etkileri ciddi boyutlara ulaşan ilaçlarda artan şikayetleri değerlendiren FDA, bu konuda aşırı endişe duyan çalışanlarını, çalışmalardan uzak tutarak ‘bekçi köpeği’ tanımına uymaktadır. Bu bölümde denetlemenin cisminden çok isminin olduğu vurgulanır.


2. 9. Parlak Buluş ‘Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluğu’
İlaç satanlar için milyar dolarlık pazarlar yaratabilecek yeni bir hastalığı tanımlama yarışı olarak değerlendirilen son bölümde; kadınların cinsel problemleri ve cinsel tatminlerini klitoral kan akışına indirgenen yaklaşımlardan söz edilmektedir. Amaç münferit durumları kronikleştirerek daha fazla hasta sayısına ulaşmaktır. Ayrıca cinsel isteksizliğin hastalık kılıfına uydurulması, sağlık sigortacılarını ilaçlar için ödeme yapmak zorunda bırakacaktır. İlaçlar insanların daha kolay ulaşabileceği, reçete edilebilir hale geldiğinde firmaların kazançları artacaktır.


2. 10. Sonsöz ‘Ne Yapabiliriz?’
‘Ne yapabiliriz?’ sorusunun yer aldığı sonsöz kısmında; ilaçların acı verici ve ölümcül hastalıklar için zorunlu olduğunu ancak hastalık ile sağlık arasında net bir ayrımın yapılmasına vurgu yapılır. Hastalıklar ve bozukluklarla ilgili bilinçlendirme ve bilimsel yayınların tarafsız olması gerektiğinin önemi anlatılır.          


3. YORUM
İlaç sektörünün, sağlıklı bireyler başta olmak üzere ilacı reçete eden doktorlardan, yasal olarak yetkili organlara, hastalar ve hastaların haklarını savunan kuruluşlar üzerindeki etkisinin çarpıcı örneklerle anlatıldığı Satılık Hastalıklar kitabı, ilaç kullanımı konusunda daha dikkatli olmak gerektiğinin önemi vurgulamaktadır.

Kapağında ‘aslında hasta değiliz!’ sloganına yer veren kitap, uydurulan hastalıklar ve hastalıkların tedavisi için üretilen ilaçların, sağlıklı insanları nasıl bir darboğaza sürüklediğini anlatmaktadır. Peki, gerçekten hasta olan insanlar için böyle bir kitap kafa karışıklığı oluşturmayacak mıdır? Bu konuda, sonsöz kısmında; Amerikan Tıp Öğrencileri Birliği, İngiltere’deki kamu destekli Milli Klinik Mükemmellik Enstitüsü, Uluslararası Cochrane Birliği gibi bazı kuruluşların ilaçlarla ilgili çalışmalar yaptığını, ilaçların olumlu ve olumsuz taraflarının kamuoyu ile internet üzerinden ya da yayınladıkları dergilerle insanların bilgisine sunduklarından bahsedilir.

Satılık Hastalıklar kitabı, benzer bir kitap olan Beyaz Önlük Siyah Şapka kitabıyla kıyaslandığında anlatımların yüzeysel olduğu görülmektedir. Belki de bunun nedeni; bu kitabın yazarlarının sistem içerisinden birileri tarafından değil de gözlemci olan gazeteciler tarafından kaleme alınmış olmasıdır.
Hastalıkları kabullenmeden önce yaşam tarzını değiştirmenin önemli olduğunun defalarca vurgulandığı kitapta; yaşam tarzının değiştirilmesi ile ilgili bir bölüme yer verilmesi gerekirdi. Kitap genel hatları itibariyle bilinçlendirme yapılmasının gerekliliğinden söz etmesine rağmen insanları sağlıklı yaşam için bilinçlendirme konusunda yetersiz kalmakta, ilaç sektörünün domine ettiği süreçlerin dışına çıkamamaktadır.    

≥>>>>>>>>>>>>>>>>>>>



[1] Sayfa 21’de yer alan bilginin kaynağı; Datamonitör adlı bir şirketin internet sitesinden alınan veri.
[2] Statin; kandaki kolesterol düzeyini azaltmak için kullanılan ilaçlar.
[3] SSRI: Seçici serotonin gerialım engelleyici
[4] FDA: ABD Gıda ve İlaç Kurulu

İlginizi çekebilir:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Glaskow Koma Skalası (GKS)

Glaskow Koma Skalası (GKS) Glaskow Koma Skalası (GKS) hasta/yaralıların bilinç düzeyinin değerlendirilmesinde kullanılan bir yöntemdir. Birinci değerlendirmede yer alan AVPU Skalasının ikinci değerlendirmedeki karşılığıdır da denilebilir. Glaskow Koma Skalasıyla, AVPU Skalasına göre daha detaylı bir bilinç değerlendirmesi yapılabildiğinden ikinci değerlendirmede kullanılır. Glaskow Koma Skalasında; göz açma, sözel ve motor yanıt değerlendirilerek hasta/yaralının bilinç düzeyi puanlandırılır. Glaskow Koma Skalasında puanlama, en kötü 3 puan en iyi 15 puan şeklindedir. Hasta/yaralının bilinç düzeyi değerlendirildiğinde GKS puanı; 3- 8 puan ise; Anlamlı nörolojik hasar olduğunu, 9- 12 puan ise; Orta dereceli nörolojik hasar olduğunu, 13- 14 puan ise; Hafif nörolojik hasar olduğunu gösterir. GERİ DÖN

Oksijen Maskeleri Nelerdir?

OKSİJEN MASKELERİ Oksijen maskeleri, ağız ve burnu içine alacak şekilde tasarlanmış, üzerinde küçük delikler bulunan, yumuşak kauçuk ya da şeffaf plastikten yapılmış, hasta/yaralıya oksijen verilmesini sağlayan araçlardır. Üzerinde bulunan burun klipsi ile lastiği maskenin yüze rahatça oturmasını sağlar. Maske alt kısmındaki özelliğine göre adlandırılır. Her tür maskenin alt kısmından oksijen kaynağına uzanan bir hortumu bulunur. Oksijen maskelerinin yetişkin ve pediatrik hasta/yaralılarda kullanılmak üzere değişik ebatları mevcuttur. Basit Yüz Maskesi Hastanın ağız ve burnunu içine alacak şekilde tasarlanmış, alt kısmında hortumu bulunan kauçuk ya da plastikten yapılmış maske çeşididir. Basit yüz maskesinin üzerinde nefes verme sırasında fazla gazların çıkışını sağlayan iki taraflı küçük delikler ve başa takmak için elastik bir bant ya da lastik bulunur. Yetişkin ve çocuklarda kullanılmak üzere çeşitli ebatlarda olan basit yüz maskesi ile hasta/yaralılara % 40-60 konsa

Hasta/Yaralı Öyküsü Alma

Bilinci açık olan hasta/yaralının kendisinden, bilinci kapalı hasta/yaralılardan ise yakınlarından veya olaya şahit, çevrede bulunan insanlarla konuşarak olay yada hastalık hakkında tıbbi amaçlı bilgi toplama işlemine öykü alma denir.  Birinci değerlendirmesi yapılan hasta/yaralının bilinci açık ise ikinci değerlendirmeye hasta/yaralı ile konuşarak başlanmalı ve bu sayede tıbbi müdahaleler için bilgiler elde edilmelidir. İnsanların en zor anlarında onlarla iletişim kurmak zorunda olan ATT/paramedikler, etkin bir acil tıbbi müdahaleyi başlatabilmeleri için bilgi edinme işlemini belirli bir standart içerisinde ve bazı kurallara riayet ederek yapmalıdırlar.  Hasta/yaralı öyküsü alma şu şekilde yapılmalıdır; Hasta/yaralıya yakın oturulmalıdır:  ATT/Paramedik, hasta/yaralının kendisini rahat görebileceği, rahat duyabileceği ve sürekli göz teması kurabileceği bir yere oturmalıdır. ATT/paramedik, hasta/yaralıya kendisini tanıtmalıdır: ATT/Paramedik, ismini, unvanını ve hangi kur

Uygun boy airway nasıl belirlenir?

Uygun boy oral airway seçimi: Oral airway seçimi, hastanın yaşına, cinsiyetine ve fiziki görünümüne göre değişir. Teorik olarak, yetişkin erkeklerde 4-5 numara, yetişkin kadınlarda 2-3, gençlerde 2, çocuklarda 1-0, bebeklerde 00, yeni doğanlarda ise 000 numaralar kullanılır. Pratik uygulamalarda ise hasta/yaralının ön dişleri ile çenenin köşesi arasındaki mesafe ölçülerek veya dudak kenarından kulak memesine kadar uzunluğu olan airway seçilir.    GERİ DÖN:

Nazal Kanül ile Oksijen Nasıl Uygulanır?

NAZAL KANÜL Hasta/yaralının burun deliklerine yerleştirilen, yaklaşık 1-1.5 cm uzunluğunda çıkıntıları olan, ince uzun polietilen ya da plastikten yapılmış iki ucu açık bir tüptür. Nazal kanül ile oksijen uygulaması basit, rahat ve güvenli bir yöntemdir. Oksijen alan hasta/yaralı konuşabilir, ağızdan bir şeyler yiyebilir. Nazal Kanül Ne Zaman Kullanılır? • Düşük yoğunlukta uzun süre oksijen alması gereken, •Tıbbi acili olan (SpO2 % 94’ün altında) ancak distreste olmamasına rağmen oksijen verildiğinde rahatlatılacağı düşünülen hastalarda, • Maske kullanamayan hasta/yaralılarda nazal kanül kullanılır. Nazal kanül ile verilecek oksijenin akım hızı 2-6 L/dk olacak şekilde ayarlanır. Daha fazla akım hızı ile oksijen verilmesi halinde burun mukozalarında ciddi tahrişler oluşturur ve hasta/yaralıya rahatsızlık verir. Ayrıca tedavinin istenilen etkisi elde edilemez. Nazal Kanül ile Oksijen Uygulamada Dikkat Edilecek Hususlar Oksijen mutlaka nemlendirilerek verilmelidir, Nazal k

Paramedik Öğretim Görevlisi Bulunamıyor!

Okullar öğretim görevlisi arıyor.  Hocalar sitem ediyor:  P aramedik bölümüne paramedik mezunu öğretim görevlisi bulamıyoruz diye. Haklısınız hocam! Biz de sitemkarız, sisteme ve içimizdeki 112 aşkına… İçimizdeki 112 sevgisi bizi bu hale getirdi, maalesef! Paramedik bölümünden mezun olduğumda, dikey geçiş ile lisans tamamlayabileceğim tek bölüm hemşirelikti. Oysa hemşire olduğumda 112’de çalışmama izin verilmeyecekti. O dönem, Çanakkale’de Afet Yönetimi bölümünün açıldığı zamanlardı.  Paramedik olarak mezun olan her gencin gönlünden geçiyordu burada okumak.  Ancak Acil Tıp Teknisyeni (ATT)mezunu yani Meslek Lisesi çıkışlı olduğumdan o bölüme geçmem imkansızdı.  Afet bölümü, düz liseye öncelik tanıyordu.  Üstelik Dikey Geçiş Sınavı (DGS)ile paramedik mezunu da almıyordu. Sözleşmeli olarak 112’de işe başladım.  Önlisans mezunu olarak kalmamalıydım. Lisans bitirmem gerekiyordu.  Ancak DGS ile tercih edebileceğim lisans bölümü hemşireliği bitirdiğimde, paramedik yetki ve sorumluluklarımı

SAMPLE Nedir?

Hasta ya da yaralının kişisel öz geçmişinin sorgulanmasında kullanılan soruların baş harflerinin kısaltılmasından oluşan SAMPLE, yapılacak tıbbi müdahalede yön göstericidir. Birinci değerlendirmesi yapılan hasta ya da yaralının bilinci açık ise ikinci değerlendirmeye hasta/yaralı ile konuşarak başlanmalı ve bu sayede tıbbi müdahaleler için bilgiler elde edilmelidir. İnsanların en zor anlarında onlarla iletişim kurmak zorunda olan ATT/paramedikler, etkin bir acil tıbbi müdahaleyi başlatabilmeleri için bilgi edinme işlemini belirli bir standart içerisinde ve bazı kurallara riayet ederek yapmalıdırlar. Kişisel öz geçmiş yapılacak tıbbi müdahalede yön gösterici olacaktır. Tıbbi geçmiş ya da kişisel öz geçmiş SAMPLE ile öğrenilir. SAMPLE (Hasta/yaralının Kişisel Öz geçmişi) Sings and Symptom (Belirti ve Bulgular): Hasta/yaralının şikayetleri ve sağlık personelinin muayenede elde ettiği tıbbi veriler. Allergies (Alerjileri): Hasta/yaralının herhangi bir madde yada ilaca karşı duyarlılığı

Özerklik İlkesi

1. GİRİŞ Etik, iyi-kötü, doğru-yanlış, fayda-zarar gibi kavramları inceler. Bu manada tıp etiği, doğru olan, hastanın iyiliğine yönelik ve fayda sağlayacak tedavilerin yapılmasını, zarar verecek, yanlış veya hastanın kötülüğüne yol açacak uygulamalardan kaçınmayı gerektirir.  Hekim ve sağlık mesleği mensubu kişilerin, hastaların tıbbi yararını gözetmesi esastır. Ancak, hastanın tedaviyi alıp almama konusunda yetkisinin olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Zira yasalar çerçevesinde insanlar, hayatları ile ilgili konularda seçme özgürlüğüne sahiptir. Dolayısıyla hastanın, kendisi ile ilgili verilecek tıbbi kararlarda söz sahibi olmayı istemesi en doğal hakkıdır.  Bu durumda ortaya çıkan kavram; özerkliğe saygı ilkesidir. Bu çalışmada, tıp etiğinde önemli etik ilkelerden biri olan, hastanın kendisi ile ilgili tıbbi kararları kendisinin vermesi olarak ifade edilen özerklik ilkesi ele alınmıştır.      2. ÖZERKLİK Türk Dil Kurumuna göre özerklik, bir topluluğun, bir kuruluşun ayrı

Ambulans Kazaları ve Tedbirler

Ambulans sürüş tekniklerine yeterince uyulmaması ve kaza yerinde yeterli güvenlik önlemlerinin  alınmaması sonucunda ambulans kazaları yaşanmaktadır. Ambulans kazalarında sağlık çalışanlarının ölüm, yaralanmalara maruz kalması, yetiştirilmiş personel  ve iş kaybına yol açmaktadır. Bu nedenle Paramedik/ATT sürüş tekniklerini bilmeli ve kaza alanında  gerekli tedbirleri uygulayabilmelidir. Paramedik ve Acil Tıp Teknisyenleri aynı zamanda iyi bir sürücü olmalıdır. Çünkü ambulans sürücülüğü hasta/yaralılara yapılan acil tıbbi müdahalenin bir parçasıdır.  Kırığı olan bir yaralının ambulansla naklinin nasıl sağlanacağı, kalp krizi geçirmekte olan bir hastanın ambulansla taşınması sırasında ne gibi kurallara uyulacağı acil tıbbi müdahalenin önemli detaylarıdır.  Bu yüzden günümüzde birçok acil yardım ambulansında sürücülüğü ATT ve paramedikler yapmaktadır. Paramedik bölümlerinden mezun olabilmek için B sınıfı ehliyet zorunluluğu bulunmaktadır. Fakat ATT  bölümlerinden mezun olanlard

Paramediklerin Görev ve Yetkilerinde Önemli Değişiklikler

Acil ilaç uygulama konusunda paramediklere bütün yollar serbest!  Paramediklere, ayrıca mekanik ventilasyon uygulama yetkisi verildi.  Ve artık iğne dekompresyon uygulaması yapabilecekler. İşte detaylar.  Acil Sağlık Hizmetleri (ASH)'nin sunumunda, özellikle hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinin baş aktörlerinden biri olarak kabul edilen paramedik mesleği ile ilgili bugüne kadar birçok gelişme sağlandı.  Bunlardan en önemlisi, 2005 yılında Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'da yapılan değişiklikle, belli sınırlar çerçevesinde hastaya müdahale yetkisinin verilmesidir.  Ardından 2006 yılında yayınlanan 26369 sayılı Ambulanslar ve Acil Sağlık Araçları ile  Ambulans Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelikte yapılan düzenlemeler ile hekim bulunmayan ambulanslarda paramedik bulundurma zorunluluğunu getirilmiştir.  2007 yılında yayınlanan, Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile paramedik görev ve yetkileri

Hangi konuya bakmak istersin?